Tiroid bezi boynumuzda bulunan ve T4, T3 isimli tiroid hormonlarını salgılayan kelebek şeklindeki bir salgı bezimizdir. Vücutta etki etmediği hücre olmadığı için optimal bir sağlık için tiroid hormonların dengede olması gerekir. Bu kelebeğin kanatlarının (sağ ve sol lobları) az veya çok çırpması yani hormon salgısındaki azalma veya çoğalma veya dokularda aktif tiroid hormonunun (T3) yeterince oluşamaması vücudun dengesini bozar. Tiroid hormonlarındaki bu dengesizlik dalgalar halinde yayılarak beyin, bağırsak, kalp, bağışıklık sistemi, cild, karaciğer, safra kesesi, kranial sinirler, psikolojik durum, cinsel hayat, kilo, vücut ısısı ve metabolizmada değişiklikler yapar.
Tiroid hormonları diğer hormonlarla da bir etkileşim halindedir. Özellikle hipotalamus, hipofiz, adrenal bez ve gonad (testis ve yumurtalıklar) hormonlarıyla ve timus bezi ile iletişim halinde bir hassas denge oluşturur.. Bu hormon etkileşimlerinin merkezinde tiroid bezi vardır. Hipotalamus-hipofiz-tiroid aksı diğer iki önemli aks yani hipotalamus-hipofiz-adrenal aksı ve hipotalamus-hipofiz-gonad akslarıyla diyalog halinde çalışır. Bu akslardaki ve tiroid-doku (organ) akslarındaki bozuklar birçok hastalığın oluşmasını tetikler.
Tiroid hormonları stresten, besinlerden ve çevreden etkilenir. Su ve gıdalarla alınan toksik maddeler, bromür, klor, flor gibi halojenler, hormon gibi davranan kimyasallar, vitamin ve mineral yetersizliği, sigara, alkol, fiziksel ve psikolojik stres ve uykusuzluk, sağlıksız fast food ve şekerli gıdalar, kilo alınması, insülin direnci, bağırsak mikrop dengesinin bozulması ve geçirgen bağırsak hastalığı tiroid hormon dengesini altüst eder. Bu nedenle tiroid hormon hastalıklarında ve özellikle Hashimoto hastalığında son yıllarda büyük artış vardır.
Modern yaşantıyla birlikte hayatımıza giren cep telefonları, wifi, tablet ve bilgisayarlar, yüksek gerilim hatları ve hatta tünel kalıp sistemiyle yapılan binada oturmak elektromanyetik alan yaratarak tiroid hormonlarını bozmaktadır. Ayrıca floresan lambalar ve her türlü suni ışık vücut sirkadiyen ritmini (biyolojk saati) bozarak tiroid hormon hastalıklarına zemin hazırlamaktadır.
Tiroid hormon bozukluğu olan kişilerde yorgunluk, uykusuzluk, kilo alma veya verme, üşüme veya terleme, kabızlık veya ishal, alerjik hastalıklar, duygu durum bozuklukları, koku ve tat alma bozuklukları, cinsel isteksizlik ve adet düzensizlikleri sıktır.
Tiroid hormon dengesizliğini optimum düzeyde dengeye getirmek için yaşam tarzı değişiklikleri, sağlıklı beslenme (Akdeniz diyeti), uyku hijyeni, egzersiz, sağlıklı su içilmesi, hormon bozucu toksik çevreden ve maddelerden uzaklaşılması büyük önem taşır.
Son yıllarda tiroid hastalıkları ülkemizde salgın halinde artmaktadır. Özellikle Hashimoto hastalığındaki artış dikkat çekicidir. Graves (çok çalışan bez), nodül, guatr ve tiroid papiller kanseri sıklığında da büyük artış vardır.
Tiroid hastalıkları en fazla görülen hormon hastalıklarıdır. Guatr dediğimiz tiroid bezinin büyümesi durumu ülkemizde her 100 kişiden 30’unda görülürken bazı bölgelerimizde bu oran %50’lere çıkmaktadır. Tiroid bezindeki nodül dediğimiz oluşumlar veya tıptaki adıyla ‘nodüler guatr’ ise tiroid ultrasonu yapıldığında neredeyse toplumdaki her 100 kişiden 50 veya 60’ında saptanmaktadır. Tiroid bezinin az çalışmasına ‘’hipotiroidizm’’, çok çalışmasına ‘’hipertiroidizm’’ adı verilir. Kilo veremeyen kişilerde mutlaka tiroid bezinin az çalışması hastalığı (hipotiroidi) veya Hashimoto araştırılmalıdır. Bu nedenle ülkemizdeki her 2-3 kişiden birisinde yaşamının bir döneminde tiroid hastalığı ortaya çıkmakta ve yaş ilerledikçe de sıklığı artmaktadır.
Tiroid hastalıkları özellikle kadınlarda daha sıktır ve erkeklere göre 8-10 kat daha fazla görülür. Bu nedenle kadınlar tiroid hastalıkları konusunda daha uyanık olmak zorundadır. Adet düzensizliği olan, gebe kalamayan (kısırlık sorunu olan), menopoz döneminde ve özellikle 50 yaşın üzerindeki kadınlarda tiroid hastalığı çok sık görülür. Elli yaşın üzerindeki her 5 kadından birinde tiroid bezi yetmezliği vardır ve çoğu bu hastalığın farkında değildir. Gebelik döneminde tiroid yetmezliği olan bir kadın tedavi olmazsa çocuğunda zeka geriliğinin ortaya çıkma olasılığı yüksektir. Diğer önemli bir konu ise doğan her 4000 bebekten birisinde tiroid hormon eksikliği olması ve tedavi edilmez ise zeka geriliği ve başka sakatlıklara neden olmasıdır. Bu nedenle yeni doğan bebeklerde, kısırlık sorunu olan kadınlarda, tüp bebek yaptıracaklarda, gebe kalan her kadında ve 50 yaşın üzerindeki bayanlarda tiroid hormon ölçümünün yapılması gerekir.
Tiroid hastalıklarının önemli özelliklerinden birisi ailesel olmasıdır. Ailenizden birisinde tiroid hastalığı varsa sizde de olma olasılığı yüksektir. Bu nedenle ailesinde tiroid hastalığı olan kişiler bu hastalık konusunda uyanık olmak zorundadır. Tiroid hastalıklarının erken teşhis ve tedavisi vücudunuzda oluşacak hasarların önlenmesini sağlar.
Copyright © 2023 PROF DR METIN OZATA - All Rights Reserved.
We use cookies to analyze website traffic and optimize your website experience. By accepting our use of cookies, your data will be aggregated with all other user data.